Bugün ne hissediyorum?

Bazen bu kadar sorumluluk sahibi bir karaktere sahip olmanın çok yorucu olduğunu fark ediyorum. Aslında üşengeç bi insanım yeri geldiğinde. Fakat söz konusu işse, asla! Yapılması gereken her şeyi hatta daha fazlasını yapmaktan asla kaçınmam. İlk resmi iş deneyimim (staj yaptığım dönemleri saymıyorum) bir hastanede hasta danışmanlığı, VIP danışmanlığıydı. Bu bahsettiğim sorumluluk duygusunu en çok orada çalışırken hissederdim. Çünkü anlatabileceğimden daha fazla bir iş yüküm olurdu, ve yinede her işi dört dörtlük yapardım ve yapmaya çalışırdım. Kaç kere gönüllü mesaiye kaldığımı bilmiyorum. Kaç kere öğle yemeğine çıkmadan hastalar arası koşturduğumu bilmiyorum.. Hep işlerin eksik ve kara düzen yürütülmesinden yakınırdım. Bir de sorumluluk almaktan çekinen, sabah 8de masasına gidip, akşam 6 da çıkışını yapan, düzene katkı sağlamayıp, saatini dolduran, ‘’ben paramı alırım gerisi beni ilgilendirmez’’ mantığında çalışan insanlardan yakınırdım. Maalesef ki çok var böyle insanlar. Herkesin benim kadar özverili olmasını beklemem ne kadar doğru tartışılır, fakat yinede bu beklentiden kendimi alıkoyamıyorum. Şu an hayatımın belkide en güzel dönemlerinden birindeyim mental olarak. Bu yüzden bu insanları gördükçe çevremde, çok üzülüyorum. Daha fazla sorgulayan bir kişiye dönüştüm, zaten öyleydim, fakat şu an daha fazla.. Herkes neden öğrenmekten bu kadar aciz? Neden kimse elinden geleni yapmak yerine, hep kolaycı, eksik ve önemsemeden iş yapıyor? Belki inanmayacaksınız ama ben hala hastane sektöründe çalıştığım dönemdeki hastalarımın isimlerini, yüzlerini, kıyafetlerini, memnun ayrılıp ayrılmadıklarını ve bunun gibi aklınıza gelebilecek bir çok detayı hatırlıyorum. Çünkü işimi hep severek yaptım ve yapıyorum. Çalıştığım kuruma ne kadar katkı sağlayabilirimi hep düşünürüm. Hatırlıyorum da meme kanseri farkındalık ayında, hastane içerisinde, diğer çalışma arkadaşlarımı da teşvik ederek bir video hazırlamıştım ve video çok sevilmişti. Görevim miydi? Sözleşmemde yazmıyordu eminim ki :) Fakat bence yinede görevimdi.. Üreten, katkı sağlayan, çabalayan tarafta olmaktan hiç bir zaman pişman olmadım. Fakat sonunda bazen dönüp baktığımda diyorum ki, keşke benim mantığımdaki insanlar azınlıkta değilde çoğunlukta olsaydı. Ben değişmedim, değişmeye de niyetim yok, bazen yorsa da, mutluyum. Hala elimden gelenin en iyisini, hatta fazlasını yapmaya hazırım. 

Next
Next

İstek değil ihtiyaç!